26 Şubat 2009 Perşembe

Birinin Çıkarı ,Birinin Zararı

Atinalı Demades,cenaze levazımcısı olan bir hemşerisini ,bu işten fazla kazanç beklediği ve bu kazancın ancak birçok insanın ölümüyle sağlanabileceği gibi bahanelerle mahkum etmiş.Bu haklı bir yargı gibi görünmüyor çünkü hiçbir kazanç başkasına zarar vermeden sağlanamaz.Eğer bu kurala uyarsak birçok değişik yolla kazanç elde eden bütün insanları mahkum etmemiz gerekir.
Tüccar, gençliğini iyi yaşamak istemesinden, çiftçi buğdayın pahalanmasından kar sağlar; mimar evlerin yıkılmasından, avukat insanların kavgalı olmasından kar sağlar.
"Hiçbir hekim, dostlarının bile sağlıklı olmasından hoşlanmaz" demiş Yunanlı komedya yazarı Philemon, "ve hiçbir asker yurdundaki barıştan" vs...
Daha da kötüsü, herkes yüreğini yoklasa görür ki; gizli dileklerimizn çoğu, bir başkasının zararına değer ve beslenir.
Ne zaman bir varlık değişir ve doğasını başkalaştırırsa o anda önceki hali için ölüm başlıyor demektir.


Lucretius
(Montaigne Denemeler)


Düşündükçe anlıyorum ki, doğanın sabit düzeni hiç değişmiyor.Doğa fizikçilerine göre herşeyin doğması, çoğalması ve büyümesi bir başka şeyin bozulup ve çürümesi anlamına geliyor.

22 Şubat 2009 Pazar

Bu gün tatilden sonraki bir haftamızı geride bıraktık.Ama ben üzülmüyorum çünkü hayatımı tekrar düzene sokabildiğimi söyliyebilirm.Üniversite,dersler derken saatlerim,günlerim düzene giriyor.Birçoğumuz gibi bende planlı olmayı daha çok seviyorum.Zaten bu dönem galiba istesekte istemesekte programlı olmak zorundayız.Tekrar hatırlatmak istemem ama 4 dersin 4 ü de çok yoğun geçecekmiş gibi bir his var içimde:( İnşallah hepimiz üstesinden gelebiliriz.Bunların dışında bu gün şahit olduğum üzücü bir olayı paylaşmak istiyorum.Babamlar yurtdışından dönmüştü ve eve gelmeden önce birlikte yemek yemek için bizi(kardeşlerim,kuzenlerim ve halam) yemeğe çağırdılar.Bizde yola koyulduk.Hava yağmurlu olduğundan ve bizim buradaki tehlikeli kavşak yüzünden halam bana tedbir uyarılarından bahsetmeye başladı,derken konu tarfik kazalarına geldi...Tam da bunu konuşurken köprüye girmek üzereydik ve önümüzde korkunç bir trafik kazası oldu.Sağa yanaşmak üzere olan bir araba ve son hızla zig zaglar çizen bir diğer araba çarpıştı daha sonra ikiside dönerek otobüse çarptılar.Tüm bu olanlar sadece iki araba önümde oldu.Neyse ki kimseye bişey olmamıştı ama arkada şokun etkisiyle ağlayan çocuğun yüzü hala aklımdan çıkmıo:((.Daha sonra bu iki arabanın başından beri kapışarak geldiğini öğrendik.Bazen insanlar nasıl bu kadar bencil olabiliyolar diye düşünüyorum.Kendilerini düşünmüolar zaten kendisini düşünmeyen bir insan başkalarını hiç düşünmez herhalde ama çocuklarını da mı düşünmüolar...Neyse bu tür şeyler hepimizden uzak olur inşallah.

16 Şubat 2009 Pazartesi

Minübüslerde Yaşanan Komik Olaylar :) :) :)

Minibüslerde yaşanan komik olaylar :)
Yolcu müsait bi yerde inmek ister ama dili sürçer:
- Şoför bey mübarek bi yerde inebilir miyim?
- Şu ilerdeki caminin önünde bırakayım teyze seni
Oğlum bu Eminönü'nden geçer mi?
- Yok teyze biz Taksim'e çıkıyoruz.-
Hah tamam oğlum siz gidin ben gelmeyeceğim
Yolcu:- Abi Heykel'e çıkıyo mu?
Şoför:-Yok abi, yanından geçiyo
Arkadaki aksi teyze öndeki uzun saçlı delikanlıya seslenir:
- Kızım şurdan bir kişi uzatır mısın?
- Ben kız değilim!
- Amaaaan ne bileyim kız mısın dul musun, uzat işte
Eve gitmek üzere Bakırköy dolmuşu bekliyordum. Sigaramın kalmadığı aklımagelince önünde durduğum Tekel bayiine girecekken minibüs geldi. Apar toparbindim. Şoföre parayı uzatıp,- Bir Monte Carlo' dedim! Adam birkaç saniye yüzüme bakıp:
- Abi bu Bakırköy'e gider' diye cevap verdi! İşte o an benim ve şoförünbittiği andı
- Mükemmel bir yerde inebilir miyim?Yolcunun kafası karışık sanırım, kendisi de dolmuşdakilerle birlikte güler söylediğine şoför kadını indirirken:
- Buyrun size layık değil ama!
Yolcu müsait bi yerde inmek ister ama dili sürçer:
- Müsait bi yerde iner misiniz?
Şoför:- Niye sen mi kullancan???
Rumeli-Hisarüstü otobüsüyle Taksim'e doğru gidi yoruz. Adamın biriBeşiktaş dolaylarında gayet aceleci bir tavırla:- Kaptan orta kapıyı rica edebilir miyim?
Bizim şoför olaya hakim:- Tabi abi ayıp ettin. Al götür senden kıymetli mi.
Pek dolu olmamasına rağmen minibüs hareket etmek üzereydi. Tam o anda kavgaettikleri her hallerinden belli olan iki arkadaş minibüse bindi.Birbirlerinin yüzüne bile bakmıyorlardı. Çocuklardan biri şoföreparayı uzattı:
- Abi bir öğrenci bir de hayvan alır mısın?
Bunları okuyunca hem gülüyorum hem de insanlık hali diye düşünüyorum.Maalesef mutlu olduğumuz anlarda bile gülmek yerine ''mutluluktan ağlamayı?'' seçen bir toplumuz bunlarda olmasa kim bilir nasıl güleriz??...