12 Mart 2009 Perşembe

Bir Saatini Satın Almak İstiyorum...

Adam, akşam geç bir saatte işinden döndüğünde beş
yaşındaki oğlunu, kapıda kendisini beklerken bulur. Çok
yorgun ve perişandır. Çocuk heyecanla sorar:
- Baba, bir soru sorabilir miyim?
- Tabii ki sor bakalım ama kolay olsun.
- Bir saate kaç lira kazanıyorsun?
Baba, çok sinirlenir ve oğluna kızar.
- Seni ilgilendirmeyen işlerle ne diye uğraşıyorsun? Kaçsa kaç, sana ne?
Oğlan tekrar sorar:
- Sadece bilmek istiyorum, babacım. N'olur söyle, bir saatte kaç para kazanıyorsun?
- Peki o zaman. Madem çok merak ediyorsun, söylüyorum. Saatte 50 lira kazanıyorum. Mutlu oldun mu
şimdi? Çocuk birden çok üzülür, bu cevapla küçük belki de büyük hayalleri yıkılmış gibidir. Hemen kendini toparlayıp babasına sorar:
Baba, bana 25 lira borç verebilir misin?
Baba yine sinirlenir ve şöyle der:
Eğer saçma sapan bir şey ya da oyuncak almak için bu parayı istiyorsan derhal odana git bakalım ve
düşün.
Baban bütün gün sen, o saçma sapan, ne olduğu belirsiz şeyi al diye para kazanmıyor. Böyle
düşündüğün için yazıklar olsun sana!
Küçük oğlan sessizce odasına gider ve yavaşça kapısını kapatır. Baba ise daha da çıldırmış olarak kendikendine söylenir.
Sırf para alabilmek için bana böyle sorular sormaya nasıl cüret eder, diye düşünür.
Bir, bir buçuk saat geçmiştir ki baba artık sakinleşmiştir ve mantıklı olarak düşünmeye başlar. Belki degerçekten alması gereken çok önemli bir ihtiyacı vardır diye hayıflanır. Bugüne kadar oğlununkendisinden hiç para istemediğini hatırlar.
Doğru oğlunun odasına gider. Kapıyı açar ve oğluna sorar:
- Uyudun mu oğlum?
- Hayır, diye cevap verir oğlan.
Baba devam eder...
Çok yorgundum, o yüzden sana karşı biraz haksızlık ettiğimi düşündüm ve işte al, istediğin 25 lira.
Çocuk, sevinçle yatağında zıplar. Parayı alırken babasına sarılıp 'sağol babacım, yaşasın' der ve
heyecanla yastığının altındaki buruşuk paraları çıkarıp, saymaya başlar. Baba, oğlunun zaten parası
olduğunu fark edince yeniden sinirlenir. Çocuk tek tek paraları sayarken, baba hiddetle sorar:
- Madem paran vardı neden benden istedin?
- Çünkü yeterince param yoktu da ondan. Ama şimdi tamam. İstediğimi satın alabilirim artık. Yaşasın!
Ve çocuk babasının şaşkın bakışları üzerinde, devam eder:
- Babacım, şimdi 50 liram var ve senin bir saatini satın almak istiyorum. Yarın eve erken gel ki birlikte
yemek yiyip harika zaman geçirelim.
Baba çökmüştür, oğluna sarılır ve onun kendisini affetmesini ister.
Sözüm çok çalışanlara... Zaman büyük bir hızla akıp gidiyor ve biz, bizi sevenlere ve
sevdiklerimize dokunamadan konuşamadan, koklayamadan, bir şeyleri paylaşamadan, gözümüzün,
gönlümüzün arasından kayıp gitmesine izin veriyoruz.
Sürekli, hiç bitmeyen bir işimiz var.
Eğer yarın
başımıza bir şey gelirse, çalıştığımız şirket, yerimize birkaç saatte bile yeni birini bulabilir.
Ya geride bıraktığımız sevdiklerimiz, bizi sevenler? Onlar bu boşluğu nasıl dolduracak?
Yarın ,öbürgünden başlayarak değil hemen şimdi, bir saatlik kazancınızı sevdiklerinizle paylaşmaya nedersiniz? Eminim karşılığı, paha biçilmez olacak.

Hiç yorum yok: